Malta, Akdeniz’in ortasında, google map’in yer imlecinin dörtte biri kadar bir ada. O kadar ki, google haritada aratınca imleçten ada görünmüyor. Tabi küçüklüğün avantajları da var; mesela belediye otobüsleri şehirlerarası çalışıyor. O kadarki, en uzak şehre taksi ayıkken 15, alkollüyken 20 yuro yazıyor. Yani pazarlık yapmadan binmeyin taksiye.
Adanın her tarafı surlarla çevrili (su değil sur), bu açıdan “vay beee g*t korkusu adama neler yaptırıyor”un en güzel örneği şirin Malta adası. Osmanlının Akdeniz’de alamadığı tek ada olmakla övünen Malta’da, bugün ingilizce kursuna gidiyorum bahanesiyle yerliden fazla Türk ergen yaşıyor ama kısa dönem askerlik süresince adada kalan ergenler arasında henüz ingilizce öğrenen çıkmamış. (Yok, bi kız ayarlayıp orada kalan da olmamış)
Ben öğlen yemeği aralarında yaptığım yürüyüşlerle ülkeyi üç günde gezdim. Zaten Malta’nın en önemli turistik faaliyeti Sicilya’ya feribotla yapılan günübirlik geziler. Ama tabi bok var siz yine de mutlaka gidin bir kendi gözünüzle görün masalsı şövalyelerin gizemli adasını :p
(Büyütmek için fotoğrafların üzerine tıklayın)