Dubrovnik, Mostar 2010


Siz hatırlamazsınız, Dubrovnik zamanında vizesiz olduğundan Hırvattan çok Türk vardı. Ortalama bir Ortaköy büyüklüğünde olan şehir bir miktar hayal kırıklığı yaratsa da herşeyin dertli toplu olması güzel aslında. Mesela bir tane irish pub var, bir tane olan ekip otosu da saat bir gibi barın önüne çekip dışarı taşanları içeri ittiriyor. Şehri gezmesi 15 dakika sürdüğünden hemen çevredeki adalara dağılıyoruz. Maalesef ağustos ayındaki su sıcaklığı sadece foklar için ideal olduğundan yüzmüyoruz, yürüyoruz. Sadece birkaç saat uzakta olmasına rağmen önce sınırdan Bosna Hersek'e sonra tekrar Hırvatistana sonra bir daha Bosna Herseke geçerek ulaşılıyor Mostar köyüne. Duvarlarda hala savaşın izleri görülebiliyor. Mostara 20 km uzaklıktaki Medjugorje'ye de talih kuşu konmuş. İnanca göre 1981 yılında Meryem Ana burada yaşayan altı çocuğa görünerek onlarla konuşmuş. Bu tarihten sonra köy Hıristiyan hacılarla dolmaya başlamış. Yapılan büyük bir kilisede gün boyu ayin var. Bu arada Hırvatça da çizgi film tadında bir lisan. Mesela yer fıstığı isteyeceğiz; "kikiriki", pansiyon lazım; "sobe" diyoruz J

(Büyütmek için fotoğrafların üzerine tıklayın)